27 Ocak 2025 Pazartesi
Fenerbahçe, Anderson Talisca transferinde mutlu sona ulaştı. Sarı-lacivertliler, son olarak Al Nassr forması giyen Talisca'yı renklerine bağladı.
Sarı-lacivertlilerin anlaşamaya vardığı Talisca'yı taşıyan uçak saat 21.00 sularında Atatürk Havalimanı Genel Havacılık Terminali'ne indi. Fenerbahçe, Al Nassr ile sözleşmesini fesheden Brezilyalı yıldız ile 1.5 yıllık anlaşma sağladı. Anderson Talisca, sağlık kontrollerinden geçmesinin ardından resmen Fenerbahçe'ye katılacak.
Brezilyalı futbolcu, havaalanında Fenerbahçe Sportif Direktörü Mario Branco ile de kısa bir görüşme yaptı. Fenerbahçe'nin yeni transferi Anderson Talisca sarı-lacivertlilerde 94 numaralı forma ile sahada boy gösterecek.
Kendisini havalimanı çıkışında bekleyen çok sayıdaki sarı-lacivertli taraftarın karşısına Fenerbahçe forması giyerek çıkan Talisca, aracına binmeden önce taraftarlara üçlü çektirdi ve alandan ayrıldı.
Fenerbahçe, Anderson Talisca'nın uçaktan fotoğrafını paylaştı ve "Yeni evin seni bekliyor" notunu düştü.
Öte yandan 30 yaşındaki yıldız, Fenerbahçe'nin kendisi ile ilgili yaptığı paylaşıma: "Gelin, birlikte tarih yazalım" şeklinde bir yorum bıraktı.
Fenerbahçe için yola çıkan Anderson Talisca da, uçaktan bir paylaşımda bulundu. Talisca'nın bu paylaşımı sosyal medyada gündem oldu.
Bu sezon Suudi Arabistan ekibinde 19 maça çıkan oyuncu 8 gol kaydetti. Futbolculuk kariyerinde Beşiktaş'ta da boy gösteren Talisca, Süper Lig'e ve Türkiye'ye yabancı değil. Brezilyalı oyuncu, siyah-beyazlı takımın formasını terlettiği 2016-17 sezonunda şampiyonluk da yaşamıştı.
Fenerbahçe, uzun süredir uğraş verdiği Anderson Talisca transferinde mutlu sona ulaştı ve imza için İstanbul'a getirdi. Brezilyalı yıldızı karşılayan isim sportif direktör Mario Branco oldu. Branco, en az Talisca kadar ilgi gördü.
Portekizli futbol adamı, sarı-lacivertli taraftarlar tarafından coşkuyla karşılanan Talisca'yı uğurladıktan sonra Fenerbahçeli taraftarlar tarafından adeta esir alındı. Anderson Talisca'yı karşılamak için Atatürk Havalimanı Genel Havacılık Terminali'ne gelen taraftarlar, sportif direktör Mario Branco'nun Manchester United forması giyen Marcus Rashford'u transfer etmesi için topluca tezahürat yaptı. Branco ise bu tezahüratlara gülümseyerek karşılık verdi.
Atatürk Havalimanı Genel Havacılık Terminali'ndeki o anlar, sosyal medyada büyük ilgi görürken Fenerbahçeli futbolseverler, X'te #RashfordFenere hashtag'iyle birçok paylaşım yaptı.
Relevo'da yer alan habere göre; Fenerbahçe ve Galatasaray, Manchester United'dan Marcus Rashford için devrede. İki kulübün İngiliz futbolcu için yürüttüğü görüşmelerde henüz bir ilerleme kaydedemediği belirtildi. Rashford'ın da acele etmediği ve tüm teklifleri değerlendirdiği aktarıldı.
Marcus Rashford, son oynanan Fulham maçı da dahil olmak üzere Manchester United'ın son 11 maç kadrosuna alınmadı. Bu sezon takımı ile 24 maça çıkan 27 yaşındaki İngiliz yıldız, söz konusu karşılaşmalarda 7 gol attı ve 3 asist yaptı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çağrısı sonrası başlayan ve terörün tamamen bitirilmesini hedefleyen süreçte DEM Parti İmralı Heyeti geçtiğimiz günlerde ikinci kez terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ı ziyaret etti. Ziyaretten sonra kapsamlı bir açıklama yapılmaması tartışmalara neden olurken; AK Parti'den de kritik açıklamalar geldi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) toplantısı yaptığı açıklamada sürecin devamının nasıl gelişeceğine ilişkin ifadeler kullandı.
"Ziyaret trafiği tamamlandı. Bundan sonra beklenen terör örgütünün tasfiye edilmesiyle ilgili çağrının ortaya çıkması. Ziyaret trafiğinde kendi görüşlerimizi ifade etti" diyen Çelik, "Ziyaret eden heyette bütün açıklığıyla konuya nasıl baktıklarını ifade ettiler. Biz de geçmiş dönemdeki çalışmalar ve bu dönemde nasıl baktığımızla ilgili tutumumuzu ortaya koyduk. Gelinen nokta terör örgütün kendini tasfiye etmesi ve silah bırakmasıyla ilgi çağrıyı kapsıyor" ifadelerini kullandı.
Açıklamalarının devamında "Bu herhangi şekilde al ver, pazarlık süreci değil. Devletin temel niteliklerinden taviz verilecek bir süreç değil. Zaman zaman bazı siyasiler böyle açıklamalar yapılıyor. Bunlar yanlış yaklaşımlar" diyen Çelik şu ifadeleri kullandı: "Sayın Cumhurbaşkanımız ve sayın Devlet Bahçeli de terörsüz Türkiye hedefi dediler. Ortadoğu'daki gelişmelere baktığımızda terör örgütleri üzerinden özellikle 'Ben Kürtlerin hakkını savunuyorum' diyen terör örgütleri PKK, PYD, YPG gibi bir sürü isim. Bunlar Suriye'de DEAŞ'a hapishane bekçiliği yapıyorlar. Hapishane bekçiliği yapmakla Kürtlere hizmet etmenin ne alakası var. Realiteye baktığımızda terör örgütü Batılı bazı ülkeler adına DEAŞ bekçiliği yapıyor.
Sayın Cumhurbaşkanımız ve sayın Bahçeli'nin açıklamalarına iyi bakıldığında, bunların emperyalizm adına hareket ettiğine bakarsak bütün bu kötücül denklemden çıkarmak gibi bir çaba var. Artık bu terör örgütleri baştan beri bizim açımızda gayrimeşru ve hedefti. Ama bunlara çeşitli şekilde mazeret bulmaya çalışanlar açısından da artık tamamen taşınamaz yük haline gelmiştir."
"Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın sosyal medya hesabından bir açıklama yapılmadı.
Özdağ ile tutuklu bulunan Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile aralarında benzerlik kurulmasına tepki gösterilen açıklamada, "Zafer Partisi Genel Başkanı olarak Silivri ceza ve infaz kurumunda hukukun en temel ilkelerine aykırı olarak tutuklu olmamın ülkemizdeki herhangi bir siyasetçinin tutuklu veya hükümlü olması ile herhangi bir benzerliği yoktur" denildi.
Söz konusu paylaşım şöyle: "Zafer Partisi Genel Başkanı olarak Silivri ceza ve infaz kurumunda hukukun en temel ilkelerine aykırı olarak tutuklu olmamın ülkemizdeki herhangi bir siyasetçinin tutuklu veya hükümlü olması ile herhangi bir benzerliği yoktur. Ben bütün yaşamımı Türkiye Cumhuriyeti'nin birliği ve güvenliği, Türk milletinin mutluluk ve refahı için çalışarak geçirdim. İçeride ve dışarıda Türkiye'nin düşmanları ile mücadele ettim ve edeceğim. Bugün tutuklu olmamın nedeni de ülkemizi milli üniter ve laik devletten çok uluslu bir devlet yapısına geçirecek, Türk-Kürt-Arap diye ayrıştıracak yeni paradigmaya karşı çıkmamdır.
Benim ve Zafer Partisi'nin politikalarından dolayı ne bir Mehmetçiğin burnu kanamıştır ne bir polisimizin tırnağının ucu kırılmıştır, ne de bir yurttaşımız yaralanmıştır. Benim hayat amacım güçlü zengin ve demokratik bir Türkiye ülküsüne ulaşmaktır. Bu ülkü bütün Zafer Partililerin ortak ülküsüdür. Türkiye Cumhuriyeti'ni bölmek, topraklarımızın bir bölümü üzerinde Kürdistan kurmak için terör örgütü ile açık kapalı her türlü iş birliğini yapanlar ile beni ve Zafer Partisini kimse aynı hukuki noktada görmez ve göremez.
Zafer Partisi Mustafa Kemal Atatürk'ün İstiklal Harbimizi zafere hukuk içinde ulaştırmış olduğunun ve yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devletini bir hukuk devleti olarak inşa etmiş olduğunun bilincindedir. İstiklal Harbinde düşmandan dahi esirgemediğimiz hukuk ve adaletin devletimizin savunulması sırasında da uygulanması gerektiğine sahip olduğumuz Türk Devleti bilinci ile inanırız. Ancak AKP'nin hükümet ettiği siyasi hayatımızın son 23 yıllık döneminde hukuk AKP Hükümetinin elinde işine gelen ile gelmeyeni bertaraf etmek için kullanılan bir araç haline gelmiş ve hukuk sistemimiz ne yazık ki çökmüştür
Bütün Zafer Partilileri şimdi omuz omuza hukuksuzluğa, ülkemizin bölünmesi projesine karşı başlattığımız güçlü mücadelede göreve davet ediyorum. Ve Zafer Partisi'nde sadece Atatürk çizgisinde Türk Milliyetçisi olan Zafer Partililerin olduğunu da bütün dünyaya bir kez daha ilan ediyorum."
Gezi Parkı olaylarında sanatçıları eylemlere katılması için yönlendirdiği, Osman Kavala gibi sanıklarla yoğun iletişimde olduğu tespit edildiği ve olayların planlayıcılarından olduğu iddia edilerek gözaltına alınan menajer Ayşe Barım emniyetteki tamamlanan işlemlerin ardından adliyeye sevk edilmişti.
Barım, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasına engellemeye teşebbüse yardım etme suçundan tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi.
Sevk yazısında, soruşturmanın konusunun ve amacının Gezi Parkı eylemlerine katılanlar değil sivil toplum hareketlerini yönlendirip kullanarak ve şiddete evirerek mevcut hükumetin ortadan kaldırılmasını amaçlayan organizasyonunun tüm yönleriyle açığa çıkartılması olduğu vurgulandı.
Yazıda ayrıca Barım'ın Gezi Davası firari sanıklarından olan Mehmet Ali Alabora ile gezi olayları kapsamında bir bildirinin yayınlanıp yayınlanmaması konusunda fikir alış verişinde bulunduklarına dair tape görüşmesinin bulunduğu, içeriğinde ise Barım'ın "Herhalde Şebnem seni aradı, bana bu on buçukta bu metin gelince benim böyle kan tepeme çıktı ve hani senin için bir panik oldum, kesinlikle yani bunu ne olur böyle yayınlamayın diye" dediği, Alabora'nın "Şu anda, şu an itibari ile böyle bir metin düşünüyorum" dediği belirtildi. Yazıda Alobara'ya cevap veren Barım'ın "Bizim oyunculara da bir yani şuanda böyle bir şey sakın ha yapmayın dedim fakat şimdi beni Sevilay aradı ve Çiğdem Mater ona yollamış bunu yönetmenler imzalasın diye, buna Mehmet Ali'nin onayı ve haberi var demiş" dediği kaydedildi.
Öte yandan yine sevk yazısında Barım'a ait şirket oyuncularının 2021 yılında yaşanan orman yangını ve deprem felaketlerinden sonra Türkiye'yi uluslararası arenada yetersiz gösterme adına sosyal medyada başlatılan #HelpTurkey kampanyasına eş zamanlı olarak katıldıkları tespit edildiği, şirket faaliyetlerinin yöneldiği etki ajanlığı amacı itibariyle ve kastını ortaya çıkarma açısından dikkate değer olduğu belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, bazı sanatçı ve oyuncuların menajerliğini yapan Ayşe Barım hakkında sosyal medya platformlarında yer alan paylaşımlar ve haberlerdeki iddialar ihbar kabul edilip, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için re'sen soruşturma açmıştı.
ID Danışmanlık Limited Şirketi'nin kurucusu ve ortağı olan, birçok ünlü oyuncunun menajerliğini yapan Ayşe Barım, sektörde tekelleşmeye neden olduğu iddialarıyla gündeme gelmiş, kendisine karşı çıkan oyuncuları piyasadan uzaklaştırdığı öne sürülmüştü.
Barım'a kendisine açılan soruşturma kapsamında Ayşe Barım hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulurken, Barım'ın menajerliğini yaptığı Serenay Sarıkaya 'tanık' olarak ifade vermiş ardından ise gözaltına alınmıştı.