Sardes Antik Kenti UNESCO’ya Girdi
Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Daimi Temsilcisi Büyükelçi Gülnur Aybet, Manisa'daki "Sardes Antik Kenti ve Bin Tepeler Lidya Tümülüsleri"nin, UNESCO Dünya Miras Listesi'ne dahil edilmesinden mutluluk duyduğunu dile getirirken, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Birol İnceciköz ise bunun müjdeli bir haber olduğunu ifade etti.
Fransa'nın başkenti Paris'te 6 Temmuz'da başlayan UNESCO Dünya Miras Komitesi'nin 47. Oturumu'nda Sardes Antik Kenti ve Bin Tepeler Lidya Tümülüsleri, UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınması oy birliğiyle kabul edildi.
Oturuma katılan Türkiye'nin UNESCO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Aybet, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü İnceciköz ve Sardes Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Nicholas Cahill, UNESCO merkezinde AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Büyükelçi Aybet, Türkiye'nin üyesi olduğu Dünya Miras Komitesinin 47. Oturumu'nda Sardes Antik Kenti ve Bin Tepeler Lidya Tümülüslerinin kaydıyla Türkiye'nin UNESCO Dünya Miras Listesi'ndeki alanlarının sayısının 22'ye yükseldiğini belirtti.
"Bu karardan çok mutluyuz." diyen Aybet, Manisa'da bulunan Sardes Antik Kenti'nin Milattan Önce (MÖ) 8.-6. yüzyıllarda Lidya Krallığı'nın başkenti olduğunu ve bölgedeki ilk Demir Çağı devleti olarak önemli bir güç merkezi haline geldiğini dile getirdi.
Aybet, Lidyalıların madeni parayı icat etmeleri, büyük zenginlikleri ve özgün sosyo-kültürel yapılarıyla tanındığına işaret ederek, "Lidya dönemi kalıntıları, Helenistik, Roma ve Bizans yapıları altında kalmış olsa da alanın bu dönemde yoğun şekilde iskan edildiği anlaşılmaktadır." ifadesini kullandı.
Lidya'nın yıkılmasından sonra, Artemis Tapınağı, Roma yapıları, büyük bir antik sinagog ve Bizans surlarının bu dönemlerde burada inşa edildiğini anlatan Aybet, bu kentin yaklaşık 3 bin yıl boyunca kesintisiz olarak yerleşime açık kaldığını kaydetti.
Aybet, Sardes'in kuzeyinde bulunan Bin Tepeler Lidya Tümülüslerinin yaklaşık 119 olduğu ve 75 kilometrekarelik bir alana yayıldığını aktararak bu tümülüslerin yapımının MÖ 7. yüzyılda başlandığını ve dünyanın en büyük anıtsal mezarları arasında yer aldığını vurguladı.
Lidyalılardan sonra Perslerin de bu mezarları kullanmaya devam ettiğini söyleyen Aybet, "Bu mezarlar, bölgenin değişen siyasi ve kültürel yapısını yansıtan kalıcı ve etkileyici anıtsal yapılar olmuştur." dedi.
Aybet, Türkiye'nin 2023'te en yüksek oyu alarak, UNESCO Dünya Miras Komitesi üyeliğine 2023-2027 dönemi için seçildiğini ve halihazırda 21 ülkeden müteşekkil UNESCO Dünya Miras Komitesi üyesi olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin UNESCO'da görünürlüğü olan bir ülke olduğunu vurgulayan Aybet, "Hem Yürütme Kurulu üyesiyiz. Hem önemli olan bu Dünya Miras Komitesi üyesiyiz. Onun için bundan da ayrıca mutluluk duyuyoruz." diye konuştu.
"Ülkemizin birçok kıymetini Dünya Miras Kesin Listesi'ne kaydettirmek hedefimiz"
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü İnceciköz, bir müjdeyle Türkiye'ye döneceklerini belirtti.
İnceciköz, "(Sardes Antik Kenti ve Bin Tepeler Lidya Tümülüsleri) 2013 yılında Geçici Miras Listesi'nde olan bu varlığımız nadirlik ve özgünlük başlığı altında dünyanın en nadir varlıklarından biri olarak kabul edilerek bugünkü toplantıda Dünya Miras Kesin Listesi'ne kaydedilmiş oldu." ifadelerini kullandı.
Tespit ve Planlama Dairesi Başkanlığının 2 yıllık emekleriyle Sardes Antik Kenti ve Bin Tepeler Lidya Tümülüsleri dosyasının bu hale geldiğini aktaran İnceciköz, bu varlığın listeye alınmasında emeği geçen herkese teşekkür etti.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un teşrifleriyle yakın zamanda Manisa Müzesi'ni yeniden açtıklarını dile getiren İnceciköz, UNESCO'da bugün alınan kararla ilgili şunları kaydetti:
"Manisa şehrimize ikinci güzel ve müjdeli bir haber oldu. Hem Manisa şehrimize hem de Türkiye'ye. Umarım aynı kararlılıkla çalışıp ülkemizin birçok kıymetini Dünya Miras Kesin Listesi'ne kaydettirmek hedefimiz." dedi.
İnceciköz, Bakan Ersoy'un tensipleriyle Türkiye'de "Geleceğe Miras Projesi"ni başlattıklarını söyleyerek, "Ülkemizin toprakları tarihin her döneminde yerleşime konu olmuş topraklar. Kültür varlıkları açısından da oldukça kıymetli ve zengin topraklar." şeklinde konuştu.
Bu proje kapsamında Türkiye'deki birçok alanı Dünya Miras Kalıcı Listesi'ne kaydettirmek için özveriyle çalıştıklarına işaret eden İnceciköz, "Son dönemlerde özellikle dünyanın en çok bilimsel arkeolojik kazı yapan ülkesi olarak Türkiye Cumhuriyeti aslında artık kurallar koyan ülke oldu. Bu da gurur verici." ifadelerini kullandı.
İnceciköz, Türkiye'nin UNESCO Dünya Miras Komitesi üyesi olmasının oldukça gurur verici olduğunun altını çizerek artık Türkiye'nin, diğer ülkelerin adaylık dosyalarında oy verme, düzeltme yapma ve benzeri haklara sahip olduğunu vurguladı.
"Bugünkü karar, bu kenti korumak için çok büyük katkı sağlayacak"
Cahill, en önemli sorumluluklarından birinin, çok sevdikleri bu antik kenti korumak olduğunu belirterek "Bugünkü karar, bu kenti korumak için çok büyük katkı sağlayacak." dedi.
Bu kararın aynı zamanda daha fazla insanın burayı tanımasına ve gelecekte tüm dünyaya tanıtılmasına yardımcı olacağına işaret eden Cahill, özel bir yer olan Sardes'e çalışmaya gelen pek çok kişinin burada kalmaya devam ettiğini dile getirdi.
Cahill, "Sardes ve onunla ilgili her şey o kadar özel ki, orada şu anda yaşayan insanlar, doğası, kalıntıları, yemekleri." diye konuştu.